Çalışma yaşamımıza ilişkin sorular arasında sıkça yer alan ilginç konulardan biri de çalışanların işe giriş ve çıkışlarında üst ve çantalarının aranması konusudur.
Aslında kişilik hakları ile ilgili olan bu konu gerçekten de ülkemizde özellikle de satış ve üretim işletmelerinde yaygın bir uygulama olma özelliğini korumaktadır.
Uygulamaya kimi çalışanlar tepki göstermekte ve işverenlerin bu tür bir yetkilerinin olup olmadığını ve giderek bu uygulamaların yasal dayanaklarının olup olmadığını sorgulamaktadırlar.
Bu konuyu da araştırırken konuyla ilgili önemli bir araştırmayı hukukumuza kazandıran Dr. Ahmet SEVİMLİ’ nin Legal Yayınlarından yayımlanan İşçinin Özel Yaşamına Müdahalenin sınırları adlı eserinden yararlandık. Konu, bahsi geçen eserde kapsamlı bir şekilde incelenmektedir. Biz ise bu yazımıza sadece uygulamada sıkça sorulan sorular bakımından bazı temel konularda alıntılar yaparak özet bilgiler aktarmaya çalışacağız.
Öncelikle bu tür aramaların yasal dayanağının olup olmadığına bakalım dilerseniz.
İşveren çeşitli nedenlerle işçilerini aramak isteyebilir. Bu nedenler arasında işyerinde güvenliği tehlikeye düşürecek maddelerin işyerine girişinin veya işyerindeki değerli malların izinsiz dışarı çıkartılmasının (hırsızlık) engellenmesi ya da güvenlik tehlikesi yaratmamakla birlikte işyerinde bulundurulması yasaklanmış maddelerin ve benzerlerinin araştırılması ön plana çıkmaktadır. (1) İşçilerin üstlerinin, eşyalarının ve işyerinde kendilerine özgülenen ofis, masa, çekmece dolap vb. alanların aranması, özel yaşama müdahale oluşturur. Bu, bir hukuka uygunluk nedenine dayanmadıkça Anayasa m.20 de düzenlenen özel yaşama saygı, Anayasa m. 17’de düzenlenen kişi dokunulmazlığı haklarının özel kişilerce (işverence) ihlalidir.
Şu halde hukuka uygunluk nedenine dayanmayan aramalar Anayasamızın 17 ve 20. maddelerine aykırı davranışlar olarak değerlendirilmelidir. Ancak hukuka uygun nedenlere dayalı olarak bu tür aramalar mümkündür. Peki bu nedenler neler olabilir ?
Bu tür aramaları hukuka uygun kılacak nedenlerin başında işyerinin güvenliğinin sağlanması ve korunması gelir. Güvenlik ve koruma nedenine dayanıldığında arama yapılması için başka bir hukuka uygunluk nedenine, özellikle de işçinin rızasına gereksinim kalmayacaktır. (2) Güvenlik ve koruma sağlamak amacıyla arama yapılması halinde bunu hukuka uygun kılacak neden Medeni Kanun madde 24/2 anlamındaki “üstün yarar” dır.
İşyerinde güvenlik ve koruma sağlanmasına ilişkin öğretide ileri sürülen diğer bir hukuka uygunluk dayanağı ise iş sağlığı ve güvenliği konusundaki düzenlemelerdeki işçinin özel yaşamına müdahaleyi gerektiren hükümlerdir. (3)
Görülebileceği gibi Hukuka uygunluk nedenleri arasında İşyerinin güvenliğinin sağlanması ile iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekçeler yer almalıdır. Bu tür durumlarda arama yapılabilmesi bakımından işçinin rızasının alınmasına da gerek olmayacaktır.
Bu arada hemen belirtmeliyiz ki yukarıda açıklanan gerekçelere (güvenlik ve koruma) dayanmayan aramalarda işçinin rızası alınmalıdır.
Yazımıza konunun arama yapılırken uyulması gereken ilkeler yönüyle ilgili bilgiler de aktararak son vermek istiyoruz.
Arama yapılırken eşit davranma ilkesine uygun davranılmalıdır. (4) Akla uygun haklı bir neden bulunmaksızın işyerinde bazı işçilerin üstlerinin aranması eşit davranma borcuna aykırılık oluşturur. Buna karşın aramayı gerektiren neden işçi topluluğunun tamamını ilgilendirmiyorsa söz konusu nedenle ilişki içinde bulunan işçiler için eşit davranma yükümlülüğü devam ederken diğerlerinin de özel yaşamlarına müdahaleden kaçınma yükümlülüğü öne çıkar. Örneğin işyerindeki değerli mallara ulaşım olanağı olan işçiler bu malların bulunduğu yerden çıkarken aranırken diğer işçiler aranmamalıdır. Yine işçi sayısının fazlalığı nedeniyle tamamının aranmasının mümkün olmadığı durumlarda seçim nesnel ölçütlere dayandırılmak zorundadır.
Arama işçinin onurunu kırıcı ve fazla zaman alıcı şekilde de yapılmamalıdır. Başka bir anlatımla arama yapılırken işçinin özel yaşamına ve beden bütünlüğüne en az zarar veren yöntem seçilmelidir. Bu konuda özellikle elle yoklama yöntemiyle üst araması üzerinde durulmalıdır.
Aramanın duyarlı kapı, detektör x ışını cihazlarıyla yapılması yapılması ya da sadece çanta vb. eşyaların aranması halinde amaçlanan hedefe ulaşılması mümkün ise, elle yoklama yöntemiyle üst araması yapılmamalıdır. Elle arama konusundaki duyarlılık işyerindeki özel güvenlik görevlilerinin yetkilerinde de göze çarpar.
Özel güvenlik görevlerinin arama yetkisi de aslen koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini detektörle arama, eşyaları x- ışını cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirmekle sınırlıdır. (5)
Elle yoklama yöntemiyle üst araması yapılması görüleceği üzere ancak en son çare olabilir. İşçiden arama sırasında üstündekileri çıkarması istenemez ve arama kendi cinsiyetinden kişiler tarafından yapılmalıdır. Arama sırasında işçinin arama yapacak kişiyle yalnız bırakılmaması; aramanın işçinin haklarını zedeler şekilde yapılmasının önlenmesi, işçinin rızası hilafına arama yapıldığı iddialarının önüne geçilmesi ve aramayla bulunan şeyin onun eşyaları arasından çıktığının kanıtlanması bakımından yerinde olacaktır.
Aynı nedenlere, işçiye özgülenen mekanlarda yapılacak aramaların kural olarak işçinin yokluğunda yapılmaması; işçinin bulundurulmasına olanak bulunmayan hallerde, işçinin seçeceği bir arkadaşının hazır bulunmasına olanak sağlanması gerekir. Buna karşın işçinin aramayı yapacak kişiyle yalnız bırakılmaması gereği, işyerinde yapılacak aramanın tüm işçilerin gözünün önünde yapılması anlamına da gelmez, olayın özelliklerine göre bu da onur kırıcı bir durum yaratabilir.(6)
(1) İşçinin özel yaşamına Müdahalenin sınırları s.211
(2) Taşkent Yönetim hakkı s.112
(3) Aynı eser s.212
(4) Tuncay eşit davranma ilkesi
(5) ÖGHK m.7/a
(6) İşçinin özel yaşamına Müdahalenin sınırları s.220-221