ÇALIŞANLARIN VERGİ İADESİNE’ DE VEDA EDERKEN

Vergi iadesi ülkemiz çalışanlarının ve emeklilerinin yaşamına 1984 yılında başlanılan KDV uygulamasıyla birlikte girmişti. Şimdi bu uygulamaya 22 yıl sonra yani 2006 yılında son veriliyor. 

Bu 22 yıllık süreçte birçok kez değişime uğrayan uygulama 12 yıl önce Özel gider indirimi adını almış ve geçerli belgeler ile yararlanma oranları bakımından ciddi bir değişime uğramıştır. Ardından da 2003 yılında günümüzdeki son şeklini alarak ücretlilerde vergi indirimi adını almıştır.

Vergi iadesi ilk çıktığı yıllarda son derece geniş bir kapsama sahipti. Tüp gazdan beyaz eşyaya, seyahatten, evinize aldığınız odun kömüre kadar tüm belgeler geçerliydi ve çalışanlara şimdi olduğu gibi maaşlarına eklenerek yıllık değil her ay ödenmekteydi. İşin belge toplama ve zarfların yazılma kısmı önceleri çalışanlara biraz itici gelse de giderek bu uygulamaya halkımız alışmıştı. Üstelik her ay alınan ek bir gelir gibi görülen vergi iadesini çalışanlarımız sevmişti.

Bu arada emeklilerimizde uygulamaya dâhil olduklarından Devlet bu konuda çalışanların ve emeklilerin topladıkları belgeler sayesinde ciddi bir denetim aracına sahip olmuş ve kayıt dışılığın önlenmesi konusunda önemli bir adım atılmıştı.

Ancak ne olduysa geçen yıllarda vergi iadesi uygulaması ile birileri oynamaya başladı. Aylık uygulamadan yıllık uygulamaya geçildi ve kapsam daraltıldı artık sadece beş kalem harcamanın geçerli kabul edileceği duyuruldu bunlar;

GIDA, GİYİM, SAĞLIK, EĞİTİM ve KİRA giderlerine ilişkin harcamalar olacaktı.  Bu arada bir sınırlamada toplanan belgelerle ilgili olarak getirildi. Toplanan belgeler geçerli belgeler de olsa bunların tamamı değil 1/3 ‘ü geçerli olacak, bu belgelerin tutarı da yararlanacak olan çalışanın yıl sonu vergi matrahının %35’ini aşamayacaktı.  Ayrıca artık yıllık uygulamaya geçildiğinden iadelerini her ay değil bir sonraki yıl ücretlerine eklenmek suretiyle alabileceklerdi.

Bu değişiklikler vergi iadesinin cazibesinin özellikle de yararlananlar bakımından kaybolmasına neden olmuştu. Öyle ki sanki birileri getirilen yeni uygulamalarla artık bu işle uğraşmayın vazgeçin diyordu.

Çünkü uygulama yukarıdaki sınırlamaların yanında bir de geçerli ve geçersiz belgeler konusundaki karmaşa yüzünden adeta içinden çıkılmaz bir komediye dönüşmüştü. Mesela 22. yılına girdiğimizde bir dönemler sıkça tartışılan ve bir kısmı hala tartışılmaya devam edilen konuların bazılarını hatırlayalım dilerseniz.

Kitap: Okul kitabı değilse geçersiz  ( iyi de belgede okul kitabı yazmıyor ki sadece kitap yazıyor, Roman ya da hikâye adı yazıyorsa geçmez.)

Fotokopi: Ders notu ise geçerli ( Belgenin üzerinde yazıyor mu? ))

Çanta:  Okul çantası değilse geçersiz ( belgede sadece çanta yazıyor üstelik bu sene gelirler gov.tr ‘de kadın çantasının geçeceği yazıyor bunca sene niye geçmedi acaba?)

Erkek çantası ve diğer valiz türü çantalar: geçersiz

Cüzdan: geçerli

Kurbanlık koyun: geçerli ( büyükbaş hayvan oluca geçmiyor)

Kuru temizleme: Geçip geçmediği belli değil. ( önceki yıllarda yayınlanan genelgelerde açıkça geçmeyeceği yazıyordu. )Şimdi farklı görüşler var. )

Devlet okullarına ödenen harçlar: Geçmiyor. ( neden acaba bunlar eğitim gideri değil mi?)

Gelinlik: Geçerli ( Önceleri geçmiyor şeklinde yorumlar yapıldı gerekçesi pahalı ve bir kez giyilmesi gibi nedenlerdi. Şimdi ise geçerli sayılıyor )

Bikini Mayo: Geçerli (uzunca süreler kabul edilmedi gerekçesi lüks tüketim gideri oluşuymuş)

Estetik ameliyat: Geçersiz ( Doktor raporuyla gerekli olduğu kanıtlanırsa geçermiş.)

Kürtaj: Geçerli ( Doktor raporu ile operasyonun gerekli olduğu kanıtlanmazsa belgenin geçerli olmayacağına dair tartışmalar yaşanmıştır)

Diş macunu ve fırçası: Geçersiz ( temizlik malzemesi olduğu için geçersizmiş. İyi ama diş sağlığı sağlığa dâhil değil mi?)

Kişisel bakım ve hijyen ürünleri: Geçersiz ( Bunlarda temizlik malzemesi olduğu için geçersiz sayılıyor. Sanki temizlik sağlığın bir parçası değilmiş gibi )

Cilt bakım Ürünleri: Geçersiz ( Ancak doktor raporu ile kullanılmasının zorunlu olduğu belgelenirse geçerli )

Toplu yenilen yemekler: Geçersiz ( Restoran ve benzeri mekânlarda verilen nişan, düğün türü davetlere ilişkin belgelerin geçerlilik konusu uzun süre belirsizliğini korudu ve tartışma konusu oldu.)

Bu örnekleri çoklandırmak elbette ki mümkün ancak biz burada sadece bu yazımızı kaleme alırken aklımıza hemen gelenleri yazdık.

İşte çalışanlar yeni uygulama ile bu tür bir karmaşa içine itilmişken aynı karmaşayı farklı biçimde işverenlerde diğer cepheden yani devletin kendilerine yüklediği kontroller sırasında yaşıyorlardı. Gerçekten de Maliye çalışanların vergi iade belgelerini kontrol etmeyen kuruluşlara cezai yaptırımlar uygulamaya başlamıştı. Ancak yıllık uygulamaya geçildiğinden özellikle de kalabalık personel mevcuduna sahip kuruluşlar açısından bu kontroller giderek ciddi bir iş yükü halini almıştı.

Bu arada çalışanlar yeni uygulama karşısında pes etmediler. Tüm bu olumsuzluklara karşın belge toplama konusundaki inatlarını yıl boyunca sürdürerek.12 ay boyunca biriktirdikleri belgeleri yine işverenlerine teslim ettiler.İşverenlerse çeşitli yöntemlerle bu belgeleri kontrol ederek çalışanlarına vergi iadesi ödemeye devam ettiler. Kısaca taraflar tüm güçlüklerine karşın yeni uygulamaya da alışmışlardı ve uygulama iyi kötü devam ediyordu.

Ancak dedik ya bu uygulama birilerini yıllardan beri hep rahatsız etmekteydi. Sonunda artık vergi iadesinin kaldırılması yönündeki istekler açıkça dillendirilmeye başlandı. Bu konudaki en önemli talepte IMF tarafından geliyordu.2003 yılından beri her yıl artık kaldırılsın denilen vergi iadesinde gelinen son nokta ise işte önümüzde. Önce geçen yıl emeklilerin vergi iadesi kaldırıldı. Şimdi ise çalışanların vergi iadesinin sonuna gelindi. Çalışanlar 2007 yılında belge toplamayacaklar.

Aslında bu bir tamamen kaldırma uygulaması değil. Bilindiği gibi çalışanlarda vergi indirimi uygulaması artık farklı bir yönteme dönüşüyor. Bunun adı ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ Bu da bize yine eski vazgeçilmiş uygulamaları anımsatıyor.

Eskiler hatırlar bir dönem her çalışanın vergi karnesi vardı. Bu karneler Vergi dairesi ve mahalle muhtarına tasdik ettirilirdi ve çalışanlar evli, bekâr çocuklu çocuksuz oluşlarına göre farklı vergi indirimine tabi tutulurlardı.Şimdi karne uygulaması geri gelmese de benzer bir uygulamaya dönülüyor. İade çalışanlara medeni durumlarına da bakılarak vergi matrahlarından indirim yapılması suretiyle vergilerinden indirim yapılmak suretiyle ödenecek. Ancak bunun karşılığında belge toplamaları gerekmeyecek.

Bu uygulamada ücreti düşük olanlar daha fazla vergi indiriminden yararlanacakken yüksek ücretliler ise daha az iade alacaklar yani görüntü itibarı ile düşük ücretliler korunuyor. Bir başka gerekçe de çalışanların belge toplama zulmünden kurtarılması.

Oysa konunun uzmanları farklı görüşteler. Aşağıda bu konuya ilişkin bir alıntıyı sizlerle paylaşıyorum.

Devlet bu yeni uygulamadan yaklaşık 500 milyon YTL kazanacak.

2006’da ücretlilere 2,4 milyar YTL vergi iadesi yapıldı. Bütçe rakamlarına bakıldığında 2007 için 2,9 milyar YTL iade hedeflendiği görülüyor. Her yıl 500 milyon YTL’ ik artışla 2008 için de 3,5 milyar YTL vergi iadesinin hedeflendiği kaydediliyor.

Emeklilerin vergi iadesi sistemi değişikliğinden sonra devlet yaklaşık 400 milyon YTL tasarruf sağladı. Uzmanlar bu durumdan yola çıkarak vergi iadesi yerine asgari geçim indirimiyle 2008 için öngörülen 3,5 milyar YTL’ nin 3 milyar YTL’ de kalmasının hedeflendiği yani yeni sistemin 500 milyon YTL’lik tasarruf sağlamaya yönelik olduğunu ifade ediyor. Uzmanlara göre amaç fiş zulmüne son vermek değil, 500 milyon YTL’ lik ek gelir sağlamak.[1]

Bu arada bir diğer önemli konuda ülkemizde işe alım görüşmeleri esnasında ağırlıklı olarak net maaş üzerinden anlaşma yapılmasının yaygın olmasıdır. Bu da yeni uygulama ile çalışanlara getirilen vergi indirimi uygulamasının çalışanlara değil işverenlere yarayacağı yani bir başka deyişle indirimin çalışanların maaşına yansıtılmayacağı görüşünün yaygın olmasıdır.

Sonuç itibarı ile 22 yıllık bir uygulamaya son verildi. Çalışanların bu uygulamadan kayıplarının neler olabileceğini yukarıda anlatmaya çalıştık. Ancak birde bu uygulamanın kalkması ile konunun tüm uzmanlarının ön gördüğü Devletin uğrayacağı vergi geliri kaybı var ki bunun sonuçları daha da vahim olabilir. Umarız ve dileriz ki bu yanlıştan zaman içersinde de olsa dönülür.

Bu arada sahte ve geçersiz belgelere ilişkin geçmiş yıllardaki yazılarımızda çalışanlarımıza yaptığımız uyarılar bu yılda geçerli bu konuda değişen bir şey yok. Ama bu son yıl daha bir dikkat diyoruz.[2]

[1] Sabah gazetesi 18.11.2006

[2] http://www.alomaliye.com/aralik_05/huseyin_firat_ucret_vergi_ind.htm