KIDEM TAZMİNATI FONU KANUN TASARISI NELER GETİRİYOR?

İşsizlik Sigortası ve İş Güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesi ile kıdem tazminatı sorumluluğunun işverenlerden alınıp bir fona devredilmesi görüşünün ağırlık kazanması üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, oluşturduğu bir bilim kuruluna  Kıdem Tazminatı Fonu Kanun Tasarısı Taslağı hazırlama görevi vermiştir. Kurul, 26.6.2002 tarihinde taslağı hazırlayarak Bakanlığa sunmuştur. Aradan geçen süreç içerisinde Kıdem Tazminatı Fonu’na ilişkin düzenlemeler gündeme gelmiş ancak 2008 senesine kadar bu konuda çok da net adımlar atılamamıştır. Sosyal Güvenlik Sisteminde yapılacak düzenlemelerle birlikte Kıdem Tazminatı Fonu’na ilişkin yasal düzenleme bir kez daha gündeme gelmiş ve taslak Başbakanlığa sunularak önümüzdeki günlerde yasalaşmayı beklemektedir.

 

Kıdem Tasarısı Fonu Kanun Tasarısı Taslağı toplam 22 maddeden oluşmaktadır. Taslağın 2. maddesinde; kıdem tazminatına ilişkin yapılacak yeni düzenlemenin 1475 sayılı İş Kanunu, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre hizmet akdine dayalı olarak çalışan işçilerle bunları çalıştıran işverenleri ve ölen işçilerin hak sahiplerini kapsayacağı ifade edilmiştir.

 

İlgili taslağın 7. maddesinde ise İşverenlerin kıdem tazminatına hak kazanan işçi veya hak sahiplerini, hak kazandıkları tarihten itibaren 7 gün içerisinde Fona bildirmek zorunda oldukları ve İşverenin kıdem tazminatına hak kazananları süresi içinde Fona bildirmemesi sonucu Fonun fazladan yapacağı ödeme ve masraflar karşılığı olan tutarın işveren tarafından ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Aynı zamanda ilgili maddede hak kazandıkları tarihte herhangi bir işyerinde çalışmayanlar veya onların hak sahipleri, hak kazandıkları tarihten itibaren fona başvurabilecekleri ifade edilmektedir.

 

Taslakta kıdem tazminatına hak kazanma şartları da değiştirilmektedir. Taslağın 7. maddesi uyarınca kıdem tazminatı almaya hak kazananlar şu şekilde belirtilmektedir:

 

“a) Bağlı oldukları kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı bağlanması yahut toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri halinde,

b) İşverence hizmet akdinin feshedilmesi durumunda işçinin hak kazandığı yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde,

  1. c) Adına en az 10 yıl Fona prim ödenen işçinin isteği halinde,
  2. d) İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları, kıdem tazminatına hak kazanırlar.

Yaşlılık, emeklilik aylığı almakta iken çalışmaya başlamakla aylığı kesilen ve 506 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinin 1 inci ve 2 inci fıkralarına göre yeniden hesaplanacak aylık

bağlanması için talepte bulunan ve hizmet akdini fesheden işçiye, daha önce tazminat aldığı tarihten sonra fona prim ödenen süreler için de kıdem tazminatı ödenir. “

 

Yukarıda da görüleceği üzere, 1475 sayılı Kanun belirtilen kıdem tazminatı hak kazanma koşul ve şartları Taslak ile değiştirilmiş ve sadece yukarıda sayılan hallere inhisar ettirilmiştir. Taslak bu haliyle yasalaşırsa evli kadının evlilik tarihinden itibaren 1 sene içerisinde işten ayrılması veya askere giden işçiye ödenen kıdem tazminatı uygulaması ortadan kalkacaktır.

 

Taslağın 8. maddesinde; İşçilere veya hak sahiplerine Fona prim ödenmiş olan her tam yıl için prim hesabına esas olan ücretinin otuz günü tutarında kıdem tazminatı ödeneceği, bir yıldan artan süreler için veya toplam prim ödeme süresi bir yılın altında kalanlar için de aynı oran üzerinden ödeme yapılacağı ifade edilmektedir. Aynı zamanda kıdem tazminatına esas alınacak ücret tespiti ise işçinin çalıştığı ve adına prim yatırılan son takvim yılının ortalaması olacağı ifade edilmiştir. Ayrıca prim ödenen toplam süre bir yılın altında ise, prim yatırılan ayların ortalaması esas alınacağı ve aynı kıdem süresi için birden fazla kıdem tazminatı ödenmeyeceği de getirilen düzenlemeler arasındadır.

 

Mevcut uygulamada işçiye kıdem tazminatı en son almakta olduğu giydirilmiş ücreti üzerinde ödenmektedir. Taslakta dikkati çeken nokta ise, yeni düzenleme ile kıdem tazminatına esas ücretin işçinin çalıştığı ve adına prim yatırılan son takvim yılının ortalaması alınarak bulunacağı yönündedir. Böyle bir uygulama; kayıtsız istihdamın yaygın olduğu ülkemizde hak kayıplarına yol açabilecek niteliktedir.

 

Taslağın 10. maddesinde;  Fondan kıdem tazminatı alındıktan sonra hizmet akdi yapılarak işe başlanılması halinde Fon ile ilişkinin yeniden ve kendiliğinden doğacağı ve yeniden işe başlanılması halinde daha önce kıdem tazminatı ödenen süreler dikkate alınmayacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı zamanda haklarında Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenenler için sadece malullük aylığı şartlarının gerçekleşmesi veya ölüm halinde kıdem tazminatı ödeneceği hükme bağlanmıştır.

Mevcut çalışanları ve Taslak yürürlüğe girip kanunlaştıktan sonraki dönemde işe girenlerin durumuna ilişkin düzenleme Taslağın 15. maddesinde yapılmıştır. İlgili maddede aşağıdaki hükme yer verilmiştir:

“1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi, 854 sayılı Kanunun 20 inci maddesi ile 5953 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesinin kıdem tazminatına ilişkin ve bu kanunların kıdem tazminatına ilişkin diğer hükümleri bu kanunun kapsamına giren işçilere ve onları çalıştıran işverenlere uygulanmaz. ….. tarihli ve …. sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işyerlerinde çalışmakta olan ve yürürlük tarihi itibariyle kıdem tazminatına ilişkin hakları saklı tutulan işçilerin, saklı tutulan sürelerine ait kıdem tazminatlarından doğrudan işverenler sorumludur; yürürlük tarihinden sonraki süreler için Kıdem Tazminatı Fonu Kanunu hükümleri uygulanır.” 

Yukarıda yer alan hüküm uyarınca kanunun yürürlük tarihine kadar kıdem tazminatına hak kazanmış çalışanların tazminatları, şartları varsa, işveren tarafından ödenecek o tarihten sonraki çalıştıkları sürelere ait kıdem tazminatları iş sözleşmesi işveren veya işçi tarafından feshedildiğine bakılmaksızın emekli olduklarında ödenecektir. Ayrıca Fon Kanununun yürürlük tarihinden sonra işe girenler, işten çıkarıldıkları takdirde kendilerine işveren tarafından herhangi bir kıdem ödemesi yapılmayacak, işçinin çalıştığı yılların kıdemi emeklilik başvuru aşamasında dikkate alınacaktır. Görüldüğü üzere, Fon Kanunu’nun yürürlüğe konulması ile, ileriye dönük olarak yürürlük tarihinden sonra işe girecekler ve halen çalışmakta olanların işten çıkarılmaları durumunda ödenmesi gereken kıdem tazminatlarını ortadan kaldırmakta ve bu ödemenin işçinin emekliliği aşamasında kendisine Fondan topluca para ödenmesini öngörmektedir.[1]

 

Yukarıda da ifade edilen yeni düzenleme ile birlikte 1475 sayılı Kanun döneminde şartları belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma koşulları tamamıyla değişmektedir. Haksız ve geçersiz yere işten çıkarma ile kayıtdışı istidamın bu kadar yoğun olduğu ülkemizde yeni düzenlemenin hak kayıplarına yol açacağı muhtemeldir. Taslağın yürürlüğe girmesi neticesinde, kıdem tazminatına esas olan ücretin saptanması başta olmak üzere (hizmet tespiti) birçok hususta çeşitli uyuşmazlıklar yaşanabilecektir.  Umarız Taslaktaki eksiklikler bir an önce giderilerek, hak kayıplarına yol açabilecek düzenlemeler bir an önce Taslak metninden kaldırılır.

 

[1] Ünsal Engin; Kıdem Tazminatı Fonu Kanun Tasarısı Taslağı Konusunda Bazı Düşünceler, TUHİS Cilt 21 Sayı2-3 s.34